Heft Reng

Hayata Dair Yazılar

  • Ana Sayfa
  • 📚E-Pirtûk (E-Kitaplar)
Trend Aramalar
  • Pencereyi Kapama Gök Dolabilir İçeri
  • Fransız Teğmenin Kadını John Fowles
  • Romana Şiir Katınca
  • İnsanlar Diyorum
  • Anlatamadıklarımız..
  • Ya Mutluysak
  • Ömür Dediğin
  • Ayrılık Türküsü
  • Güvenmek!
  • Tutunduğumuz İnsanlar
Ana Sayfa Tüm Yazılar

Bilmek demiştim. Yaşamalardan Geçerdi.

Susuyorduk, gene susacaktık Dağ hangi boşluğumuzu dolduruyor, Susmak bizi nereden eksiltip Nereye biriktiriyor Ve bu sis hangi çıplaklığımızı örtüyor, Hiç bilemeyecektik... Belki de bilmek için erkendi. Oysa bilmeler yaşamalardan geçerdi. Ve biz önce yaşayacaktık...
Heft Reng
Heft Reng
Şubat 13, 2019
---
Bağlantı Oluşturma
Lütfen bir dakika bekleyin. Bağlantı başarıyla oluşturulduysa aşağıdaki butona tıklayın.

Susuyorduk, gene susacaktık
 Dağ hangi boşluğumuzu dolduruyor,
 Susmak bizi nereden eksiltip
 Nereye biriktiriyor
 Ve bu sis hangi çıplaklığımızı örtüyor,
  Hiç bilemeyecektik...
  Belki de bilmek için erkendi.
 Oysa bilmeler yaşamalardan geçerdi.
 Ve biz önce yaşayacaktık...

Susmak ile yalnızlık arasında öyle derin bir ilişki vardır ki. Susmaya başladığımız an yalnızlaşıyoruz. Bu yalnızlık çoğu zaman da etrafımız kalabalık iken gerçekleşiyor. Kalabalık dediğime bakmayın. Kuru bir kalabalıktır bu. Ve yalnızlığımız içimize hapsedilmiş bir yalnızlıktır. Bizi susturan da bu yalnızlıktır. Bu yalnızlığın sebebine gelecek olursak, öyle ücra bir kırıklıktır ki... Kendimizle dahi konuşamıyoruz. Ve susuyoruz... Bu susmak sisli bir dağ zirvesi gibi, haykırsak sesimizin ulaşacağı yer olmadığı gibi sesimizi duyanlar bu sesin  nerden geleceğini bilemeyecek... Bir haykırıştır ama içimizde, bir susuyoruz etrafımız duyamayacağından ve yalnızlığa sürükleyen uç kırıklarımız...

Bilmek demiştim. Yaşamalardan geçerdi. Ne kadar yaşacağımızı bilmeden... Hangi boşluğu doldurabilir ki sığındığımız zirveler ve ne kadar gizleyebiliriz susmalarımızı... Yaşayarak bildiklerimize gelecek olursak, kabul edelim, etmeyelim. Biz yalnızlığa alışığız. Ve içimizdekileri bir yudumluk dökebiliyoruz. Gerisi bir denizi andırıyor... Yalnızlığa alışıksak susuyoruz. Yalnızlığa alışık değilsek haykırışlarla boğuluyoruz...

Bilmek demiştim. Yaşamalardan geçerdi. Nitekim de boğulmaların eşiğinden dönüp yaşarayarak bilmeleri öğreniyoruz.  Engelleri aşıp zirvelere tırmanıyoruz,denizleri aşıp boğulmaların kıyısından dönüyoruz. Hüzünlü tarafımıza sabırla umut biriktirmeyi öğreniyoruz.

 Ve kırıklarımızla hergün yeniden uyanmayı bileceğiz, Adeta küllerimizden doğacağız, yeryüzene umut salacağız, iç sancılarımıza sus diyeceğiz, acıyan yaralarımızı sarmayı öğreneceğiz, bunu biz başaracağız.

Çünkü; bilmeler yaşamalardan geçiyor. Ve biz yaşadık diye düşünüyorum... Haksız mıyım?


Tüm Yazılar
WhatsApp Telegram
Yorum yazmak için lütfen giriş yapın.
© 2025 Heft Reng.