Sonuç bulunamadı

    Pusulasız ve Bitkince


    Gülümsemelerin kurmaca olduğu kurmaca dünyanın sahte mutluluklarını, kaç mevsim baharıyla gizleyebiliriz? Alışık olduğumuz yüz hatlarımızdaki buruk ifadeyi hangi anlamsız tebessümlerle saklayabiliriz?

     Ömür bindirdiğimiz gemilerin o limandan ayrılışına katlanırken; kaç kelimeyle anlatabiliriz ki sessiz bakışlarımızı... Hayata anlam mı katıyoruz. Yoksa hayatımızdan daha kaç yılı çıkarıyoruz, bilmiyoruz. Belki de zaman çizgisinin sonuna hızlı adımlarla koşarken; yitirdiğimiz bir kaç güzelliğin de aldatıcı olduğuna ikna olacağız...

    Mutluluklarımızı nerde ve ne zaman  kaybettik? Sahi çocukken gözlerimizi yumduğumuzda sahip olduğumuz düşlere  ne oldu? Bizi böyle  eksiltmeye başlayan neden neydi? Mutluluklarımızı hangi gecenin kabusana kurban ettik? Bu sorular bir tarafa dursun. Bizi kurmaca gülümsemelere iten asıl neden neydi? Sahte mutlulukların kahramanı olmaktan öteye vardığımız başka bir mutluluk var mıydı?

      Yüzlerimize çizdiğimiz gülümsemelerin ve sahte mutlulukların esiriyiz artık. Böylece o çileli yol başladı. O yol fırtınada okyanusların heybetli sularına karşı sığınacak bir kıyıya ulaşma çabasıdır. Hayat dediğimiz o sonsuz mavi sularda mesefaler alırken; birden her şey anlamsızlaşıyordu. O fırtınaların girdabına sürüklenirken etrafımıza saçtığımız o kurmaca gülümsemeler bizi bu kabustan geri döndürmüyor Sonsuzluğa uğurlanışımızda sonsuz mavilikte... Pusulasız ve bitkince...

    Yorum Gönder

    Daha yeni Daha eski

    نموذج الاتصال