Sonuç bulunamadı

    Sevdanız tutkuya dönüşmüş olabilir.




    Gönül işte bazen öyle bir sevdaya tutulur ki, tam anlamıyla ne sevebilir, ne de terk edebilir. Ama aslında öyle bir bağlanmışsın ki gözlerinde o perde fark edilir hale gelmiştir.

    En güzel sevinçlerle bir yanın yerinde durmazken, bir yanın acı bir acizlik içerisindedir. Ve yıllarınızın en güzel hatıraları tarihe arşivlenirken, kanayan tarafı da yazıyor o sayfalara... İç çekişmeler sancılı birer sohbet konusu, ilhamınız acı bir yorgunluk ve belki de tüm teselliniz bir kahve fincanında


    Sevdanız berrak, riyasız, çıkarsızdır. Ölümüne kadar dediğiniz anda işler bozulmaya başlar.
    Hemen oracıkta bir kuşku yerleşir içinize, önceleri korkunuz yüzünden ihtimal vermediğiniz o aşkınız artık içten içe içinizi kanatmaya başlamıştır. Tutkuyla sarıldığınız sevdanız hançerleremeye başlamıştır sizi göğsünüzden....

    Hala içinizde itiraf edemedikleriniz korkular vardır. Bunun üstesinden gelemeyişinizle eleştiriler başlar: Şöyle olsaydı, bunu yapmasaydı, değişmeseydi eskisi gibi kalsaydı... Söz öyle bir yere gelir ki, sevmekten korkutunuz kadar terk etmeyi de beceremiyorsunuz...

    İki sonuçtan birini tercih edememek varsa işin içinde mutlaka kayıpta vardır. Bunu da biliyorsunuz ve kabullenemiyorsunuz. İşlerin istediğiniz gibi gitmediğini iyice anlamış olduğunuz halde bir sürüklemedir sizi ve tutkunuzu sürüklemektedir. 

    Hatırılarınızda kalan, geceyi aydınlatan o gülümsemeler kabusa dönüşmeye başlamıştır. Sürdürdüğünüz hikaye artık gönül aldatmacasıdır. Bu saatten sonra hiç bişeyin düzelemeyeceğini bilirsiniz. 

    Kapatmaya başlarsınız gönül kapılarınızı geriye arşivlediğiniz hatıralarınızda sadece dersler çıkarmak kalır. 

    Anımsadığınız bir gülümsemedir.
    Geceye...
    Ve kabusa dönüşmeye başlamıştır.
    Hikayeniz...
    Yaşadığınız gönül aldatmacasıdır.
    Biliyorsunuz...
    Ve artık hiç bişey düzelmeyecektir...

    Yorum Gönder

    Daha yeni Daha eski

    نموذج الاتصال