Sonuç bulunamadı

    İlk Karşılaşma (2.bölüm)



    Hayat ilk karşılaşmalarda birer fırsat sunar hepimize, sonrası acısıyla tatlısıyla yaşarız. Bazen de payımıza ne düşeceğini hiç bilemeyiz. Bu bölüm "İlk Karşılaşma" yazısının devamı niteliğindedir.


    Şimdi kaçıncı karşılaşma adam da, kadın da bilmiyor. Ama ilk karşılaşmayı hiç unutmadılar... Hayatlarına öyle acılar sığdırdılar ki; bütün engeller onları ayırmaya inat etmişken, onlar kanayan yaralarına tuz basıyorlardı!

     İlk aksilik evliliklerin yedinci ayında kadın daha doğmamış bebeğini kaybediyordu. Adam çalıştığı iş yerinde kolunu hain doğruma makinesine kaptırıyordu. Kadın kaybettiği bebeği ile sarsılırken; adam ayrı dünyalar da bundan sonra ne yapacağını düşünüyordu. Ama aralarında ki o bağ bencil düşüncelerini hemende gömüyordu orada...
    Tüm aksilere inat ince bir sevgi çemberi sarmışlardı etraflarına... Tüm zorluklara inat, küçük umutlar biriktirmeye devam ediyorlardı geleceklerine... Çekilmez acı hayatlarına inat, renklerin orta kuşaklarında mor ile süslüyorlardı hala hayatlarını...

    Resimlerin sarardığı, ilk karşılaşma yıllarına borçluydu ikisi de... Tüm olumsuzluklara rağmen iki insan kaderin buluşma kavşağında, emek ile sevgiyle aralarına bir bağ örmüşlerdi. Her defasında sarmaşıklar gibiydiler. Onları ayırmaya çalışan herşeye inat güçlü iradeleri o bağlarla onları birbirine sarıyordu.

    Aradan yedi yıl geçti. Adam makineye kaptırdığı koluna rağmen ufak tefek bir işte çalışıyor. Kadın evde küçük oğluyla ilgilenirken,  adam kızını okuldan alıp yol boyunca küçük sohbetler yapıyorlar... Evin önündeki dükkandan iki ekmek alıp, önden koşmaya başlıyor minik kız doğruca zili çalıyor... tamda aranan mutlu aile tablosu... Adam da kadın da hep o ilk karşılaşmaya burçlu kalacaklar...

    İlk bölüm: İlk karşılaşma

    Yorum Gönder

    Daha yeni Daha eski

    نموذج الاتصال