Sonuç bulunamadı

    Kelebeğin Ölüm dansı


    ❗️Yazıyı okurken size eşlik etmesi için dinlemenizi tavsiye ederim: Perdenin Ardındakiler & Mark Eliyahu~Uzaklara Savrulalım



       Öncelikle bir soru ile başlamak isterim yazıma. Kelebekler kaç gün yaşar bilir misiniz? Bir mi yoksa üç mü? Kimileri için bir kimileri için üçtür bu sorunun cevabı. Fakat yanlış bilinir tüm bunlar. Kelebekler türlerine bağlı olarak bir hafta ila bir yıl arasında yaşayabilirler. Yalnız bu süreç boyunca defalarca ölmek isterler. Belki de bizim bildiğimiz *kelebeklerin ömrü bir gündür* yanlışı onların hayallerinin bir parçasıdır. Kim bilir? Düşünsenize ölmek için kanat çırpan bir kelebek... 



     
      Havada uçuşurken yakaladım o kelebeği. Çiçekten çiçeğe konarken... Konduğu her çiçeğe derin anlamlar katan o muhteşem kelebeğe rastlamıştım o gün. Gökyüzünün sonsuzluğunu içine çekercesine, mutlu kanat çırpınışlar... Sanki.. Sanki hayatın tadını çıkarıyormuş gibiydi. Hep uzaktan izledim onu. Bir gün benim de, o her zaman buğulu olan pencereme konacağı günü bekliyordum. Ve sonunda gelmişti. Ama her zamanki gibi neşesi yoktu. Yorgun görünüyordu. O rengarenk kelebek renklerini soldurmuştu. Konuşmaya başladı. Sadece dinledim. Hiç soru sormadan, sözünü kesmeden, hislerine eşlik ederek.. Konuşurken anladım ki havadaki o kanat çırpınışlar mutluluktan değildi. Ölmek için çırpındığını nerden bilebilirdim ki? Konduğu her çiçeğe derin anlamlar yüklemiyordu. Sadece yol arladaşlarına veda konuşması yapıyordu. O yüzden küsmüştü bütün papatyalar ona. Anlayamamıştım. Ne yapmam gerekiyordu ki? Konuşmasını bitirdi. Uzun uzun baktık birbirimize. Gündüz vakti karanlık çökmüştü odama. Artık gitme vakti gelmişti küçük kelebeğin. Son bir kez baktı bana. Gözleri dolmuştu. Ağzından son sözleri dökülmeye başladı. Gitsin istemiyordum. Neydi onu bu kadar yoran? Yoksa yalnızlık mıydı onun da korkusu? Tekrardan kanat çırpmaya başladı. Etrafımda bir tur attı, alnıma bir öpücük kondurdu. Sonra bir şey oldu. Hareketleri son bulmuştu. Neden hareket etmiyordu? Hayır!  Hayır! Olamazdı. “Ölemezsin sen minik kelebeğim. Lütfen beni affet. Lütfen benimle kal. Sana ihtiyacım var.” Uykuya dalar gibi yavaş yavaş yok oldu.

      


           İşte tam da o gün anlamıştım kelebeklerin ömrünün kaç gün olduğunu. Kelebeklerin ömrü bir gündü. Evet bilimsel olarak yanlış bir bilgiydi bu ama yanlışın peşinden gitmemiz gerekiyordu. Bazen yanlışlar doğrulardan, yalanlar gerçeklerden daha samimi gelirdi insanlara ve belki de bazen kendimizi kandırmamız gerekiyordu. Hata mı ederdik bilmiyorum ama bildiğim bir şey var ki o an mutlu olurduk.           




    Okuduğunuz için teşekkürler🌼

    8 Yorumlar

    1. Güzeldi başarıların devamını dilerim .

      YanıtlaSil
    2. Sürükleyici bir yazı olmuş ellerinize emeğinize sağlık

      YanıtlaSil
    3. Vay be. Kuvvetli hisler uyandırıyor insanda

      YanıtlaSil
    4. çok anlamlı akıcı bir yazı olmuş . tam yürekten kopmalık sizin hayatınızı cok merak ettım yazılarınızı okudukca cünkü bir yazının insandakı gecmişine baglı olduguna izler tasıdıgına ınanalardanım gizli yazarımız yolunda basarılar.

      YanıtlaSil
    Daha yeni Daha eski

    نموذج الاتصال