Kelimelerin boğazda düğümlenmesi
Son zamanlarda kelimelerin boğazda düğümlenmesinin ne olduğunu çok iyi bir şekilde öğrendim. Bir ah çekip bunu içinde saklamanın ne kadar ağır

Heft Reng
---
Son zamanlarda kelimelerin boğazda düğümlenmesinin ne olduğunu çok iyi bir şekilde öğrendim. Bir ah çekip bunu içinde saklamanın ne kadar ağır bir yaraya dönüştüğünü, mekanın içinde hapsolmanın ve tüm hüzünlerin içten içe süzülmesini öğrendim. Başımı yastığa koyduğumda bitmeyen sonsuz tane düşüncenin esirine dönüşürken, kendimle mücadelemde neden galip gelmem gerekeceğini bilmeden amansız bir savaşta ne kadar yorulduğumu fark edemiyorum.
Benim için durum böyleyken etrafım da pek iyi değil. Bunu tüm gerçeğimle yaşıyorum. Ve anlıyorum ki acı kişisel olarak yaşadığım bir şey değil bütünüyle etrafımı saran bir şey... Son zamanların kelime darcığına sıkışmış boğazım hiç bir teselliye mahal verecek durum da değil... Öylece her şey kendini bir yokuşa sürüklemeye başlıyor. Her şey sıkıcı ve bunaltıcı bir hal almaya başlıyor...
Tüm bu süreçlerin sonunda hala burdayım. Ve bir şey yapacak takat bulamıyorum kendim de... Buna rağmen biraz daha ayağa kalkma vakti olduğunu biliyorum. Onun için şimdi ayağa kalkma vaktidir. Hadi ayağa kalkalım biraz daha fazla kenetlenelim. Geçmeyecek yaraların kabuk bağlamasını beklemeyelim. Gerekirse yaralarımızı biraz daha deşelim... Ama kalkalım yine önce kendimiz için sonra etrafımız için varsın o kelimeler hep düğümlenmiş kalsın. Varsın anlatılmaya ve teselliye yeltenmesin sözcükler ki samimiyetle yaklaştığınız müddetçe etrafinıza tüm sözcüklerden daha fazla şeyi hissettireksiniz. Ve aynı düzeyde kendinizi toparlayamaya vakit bulacaksınız...