Sonuç bulunamadı

    Zaman baş döndürücü bir hızla geçiyor


    Zaman baş döndürücü bir hızla geçiyor

     Zaman baş döndürücü bir hızla geçiyor. Geçiyor geçmesine de bizden çok şeyi de alıp götürüyor. Peki biz zamanın neresindeyiz? Geçen zaman içinde kaç yaprak sararıp toprağa karıştı? Ölüm bizden ne kadar uzak ya da ne kadar yakın? Geriye dönüp baktığımızda sahi neyi başardık...
    Ardımızda bıraktığımız ya da bizi geride bırakanlar ne kadar bizden razı...

    Sorunlar burada baş göstermeye başlıyor. Kafamızı meşgul eden bir sürü konuyla boğuşmaya başlıyoruz. Zaman dediğimiz esrarengiz çizgi akıp gidirken boğuştuğumuz sorunlara feda ediyoruz zamanlarımızı... Ardından koca bir yorgunlukla kalakalıyoruz. Eh işte insan zaten mutsuzlukların yansıması değil mi? Belki de sadece mutsuzlukları yansıtabiliyordur. Ancak bunu başarabiliyordur.

     Hayatlarımızı akıp geçen zaman içinde birer kabusa dönüştürürken acaba bir an durupta "ben ne yapıyorum diyebiliyor muyuz?" Hep bir düş soğukluğuyla yankılanırken bedenimiz içimizde birer burukluk yatıyor. Ne biz mutluyuz, ne de kimseyi mutlu edebildik. Varlığımız bir hiçlik denizde yüzerken, kabarmış göğsümüzle ne kadar da kibirle bakıyoruz aşağılara... Biz kimiz, neredeyiz? O yüce asalet mi bizi zirveye çıkaran yoksa bencilce giriştiğimiz kazanma hırsı mı bizi alçatan, bu nasıl bir kimlik kargaşası ki içinden çıkamıyoruz... Belki de sadece çıkmak istemiyoruz...

    En iyisi her sabah uyandığınızda geçtiğiniz ayna karşısında öncelikle dünün hesabını sorun ve bugünün muhasebesini yapın, Belki o zaman biraz da olsa akıp giden ve akacak zamanın önümüze birer fırsat sunmaya çalıştığını farkedebileceğiz. Belki de zamanla daha özgür bir ruha sahip olabileceğiz. Kim bilir belki de mutluluğun sırrını çözeceğiz...

    Okuduğunuz için teşekkür ederim. Takip Et

    3 Yorumlar

    Daha yeni Daha eski

    نموذج الاتصال