Sonuç bulunamadı

    HER ŞEY ÜZERİNE

    " Bir şeyi ne kadar istersen, ne kadar çok arzularsan o kadar yalnız kalırsın hayatta" Ah bee Ciritçi Abdullah. Bu sözden de anlamışsındır konuşma ümidiyle düşünceler arttıkça taştı, taştıkça taşıyamadım. Taşıyamadıkça büyük bir yük olarak kaldı üstümde. Yüküm azalır mı bilemem ama düşüncelerim hafifler belki. Konu olarak ne konuşacağız dersen her şeyi konuşacağız. Kalem sayesinde kağıda neyi aktarırsak artık. Konuşmaya çok sevdiğim bir şiirin giriş bölümünü söyleyerek başlamak isterim:

    Şöyle bir söz vardı;

    " Ben çiçeklerin samimiyetine inanıyorum. İster tenekeye ekin, ister en pahalı saksılara; emeğiniz kadar güzelleşiyorlar." Biz de sevgimizi yanı başımızdaki toprağa değil de dağdaki taşlara ekmeye kalktık.  Mutluluğu hep bir dağın arkasına bakarak orada zannettik. İşte en büyük en yanılgımız buydu." 

    Karakoç diyor ki," Zaman kısa, ben yorgunum, yol uzun..."

    Gerçekten bir şeyleri gerçekleştirmek adına zaman kısa. Aslında zaman hep aynı, hep aynı seyir ve düzen içinde devam ediyor ama onu uzun ya da kısa olarak anlamamızın sebebi yaptıklarımızın zamanla uyuşmazlığı. An ile birlikte olamayışı. Belki de hep bu yüzden "Anı yaşa, geçmişi ya da geleceği düşünmeyi bırak!" diyoruz ya. Hakikaten insanoğlu ne anı yaşamayı ne davranışlarını düzenlemeyi biliyor ne de gerçek manasıyla insan olmayı becerebiliyor.

    Hep bir yarımlık, yarım kalmışlık hissi var her şeyde. Bunun sebebine gelecek olursak insanın ikili bir yapıya sahip olması geliyor. İkili yapı ise insan ya duygularıyla var olur ya da düşünceleriyle var olur. Ya da her ikisinin de olup ya da olmadığı yapıya da sahip olabilir ama genelde bir şeye sahip olur. Ve genellikle düşünceler duygular bir arada var olamaz. Hep bir anlaşmazlık baş gösterir. Ya DUYGU yada DÜŞÜNCELERLE hareket edilir. Ben ise mütemadiyen aklımla yani düşüncelerle hareket ederim. Kendi kanaatimce duygular yanıltabilir. Tabii hep insanın düşüncelerle var olması akıl almaz bir şeydir. Ruhsuz, duygusuz, hissiz bir canlı olur. Bu yüzden hisler çok güzel ve en güzel his de "SEVGİDİR." Sevgi nasıl bir şey bilir misiniz? Yazın yatakta serinlemek için yastığın ve yatağın soğuk yanını bulduğundaki serinliktir.  Ya da tam tersi kışın ısınmak için yorganın altına girip nefesinle  kendini ısındırma çabalarındır. Veyahutta bir NEŞET ERTAŞ türküsü ile nefes bulmaktır. NEŞET ERTAŞ türküsü ile sonsuz düşünce alemine dalmaktır. Demem o ki duygular, hisler de bir o kadar güzeldir. Hissetmeyi bilene! 

    Eee şimdi Neşet Ertaş demişiz biraz da Neşet Ertaş konuşmayalım mı? Ah bee Neşet Ertaş denilince tüylerim diken diken, içimde bir yumuşama, fikirlerimde ve dilimde bir Gönül Dağı türküsü tüter. Bunları hissetmek, düşünmek hatta yazıya geçirmek ne güzel. Tabii ki en güzeli Neşet Ertaş'ın biz de bu fikirleri hissiyatları uyandırması. Ne demiş Nurullah Genç: " Güzel izler bırakın ki yerin altına girdiğinizde yerin üstündekiler sizi hatırlasın." Neşet Ertaş da bu sözün ruh bulmuş hali gibi. Neşet Ertaş en başta güzel bir insan, güzel bir ses ve güzel bir kalbe sahip. En başta kendisi olmak üzere bütün verdiği eserleri ve başka sanatçılardan seslendirdiği müzikleri çok beğenirim. Neşet Ertaş'a dair kısa anektoduma bir sözle yani bir türküsüyle son vereyim: " Dost elinden gel olmazsa varılmaz/ Rızasız bahçenin gülü derilmez/ Kalpten kalbe bir yol vardır görülmez/ Gönülden gönüle gider..."

    İnsan olarak bir şey gerçekleştirmek istiyorsak bunun en baş yolu başlamaktadır.  Ne demişler: "Başlamak bitirmenin yarısıdır." Ondan dolayı ne düşünüyorsanız ne gerçekleştirmek istiyorsanız onun için çalışın, azmedin, başlayın ve en önemlisi anı yaşayın, anı kaçırmayın. Benim de gerçekleştirmek istediğim çok şey var ve bunlar için çalışıyorum, azmediyorum ve BAŞARACAĞIM. Herkesin istediği şeyleri en güzel ve en hayırlı şekilde gerçekleştirmesi dileğiyle...

    Hoşkalın. Hoşça kalın. Sağlıcakla kalın...

    Okuduğunuz için teşekkür ederim. Takip Et

    Yorum Gönder

    Daha yeni Daha eski

    نموذج الاتصال